“Bir gün gözlerimin ta içine bak / Anlarsın ölüler niçin yaşarmış”

Sezai Karakoç, sadece şiirleriyle değil, hayatı ve düşünceleriyle de Türk edebiyatında unutulmaz bir iz bırakmıştır. Ülkemizde ve dünya çapında pek çok ödül kazanmış, onlarca kitap ve eser kaleme almış bu büyük şairin şiirlerini okumadan önce, hayatına kısa bir göz atalım.

Sezai Karakoç Kimdir?

Cemal Süreya, onu “Mehmet Akif ve Necip Fazıl karışımı bir şair” olarak tanımlamıştır. 22 Ocak 1933’te Diyarbakır’da dünyaya gelen Karakoç, lise eğitiminden sonra felsefe okumak istemiş; ancak Siyasal Bilgiler bölümünü kazanarak 1955’te mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından müfettiş yardımcısı olarak görev yapmış, Anadolu’nun pek çok yerini gezme fırsatı bulmuştur.

Edebiyata olan ilgisi giderek artan Karakoç, müfettişlik görevinden istifa ederek İstanbul’da Diriliş dergisini kurmuştur. Öğrencilik yıllarında kaleme aldığı ve yıllar sonra büyük ün kazanan Mona Rosa şiiri de bu dönemde edebiyat dünyasının dikkatini çekmiştir. Şair, bir röportajında bu şiirin aslında bir akrostiş olduğunu açıklamış ve şiir, okuyucuların gözünde daha da özel bir yer edinmiştir.

Karakoç’un eserlerinde sanat, Allah’a kavuşmanın ve güzeli dile getirmenin bir aracıdır. Şiir, hikaye, piyes, deneme ve fıkra türlerinde eserler vererek Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olmuştur.

Ne yazık ki, Türk edebiyatının bu değerli şairi 16 Kasım 2021’de aramızdan ayrılmıştır.

Mona Rosa

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.

Açma pencereni, perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
Açma pencereni, perdeleri çek.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları



Disqus Yorumları