Bu yaklaşım, yapay zekânın robotlar, drone’lar ve gözetleme araçları gibi fiziksel bedenler aracılığıyla günlük yaşamda aktif rol almasını ifade ediyor. Özellikle Şenzhen gibi teknoloji merkezlerinde, AI destekli drone’larla yemek teslimatı yapılması ve fabrikalarda insansı robotların görev alması bu dönüşümün en somut örnekleri arasında yer alıyor.
Çin hükümeti, Embodied AI’yi stratejik bir yatırım alanı olarak görüyor. Yalnızca endüstriyel üretimde değil, kamu güvenliği ve gündelik hizmetlerde de bu teknolojiyi yaygınlaştırmayı hedefliyor. Alışveriş merkezlerinde yönlendirme yapan humanoid robotlar, güvenlik için kullanılan robotik devriyeler ve akıllı şehirlerde kullanılan otonom araçlar artık Çin halkının günlük yaşamında giderek daha fazla karşılaştığı unsurlar haline gelmiş durumda. Bu durum, hem iş gücü piyasasında yeni fırsatlar doğuruyor hem de bazı sektörlerde iş kaybı endişelerini beraberinde getiriyor.
Toplumsal etkilerin yanında, ekonomik açıdan da önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Robotların ve drone’ların sağladığı hız, maliyet avantajı ve hata payının azalması, Çin’in hem iç piyasada verimliliği artırmasını hem de dünya çapında rekabet gücünü yükseltmesini sağlıyor. Ancak bu gelişmeler, beraberinde ciddi tartışmaları da gündeme getiriyor. Özellikle işsizlik riski, mahremiyetin gözetim sistemleriyle ihlali ve insan-makine etkileşiminin etik boyutları, üzerinde en çok konuşulan konular arasında.
Bütün bu gelişmeler ışığında, Çin’in yapay zekâyı yalnızca dijital bir araç olarak değil, günlük hayatın bizzat içinde var olan somut bir güç olarak konumlandırmaya çalıştığı görülüyor. Önümüzdeki yıllarda Embodied AI’nin otonom fabrikalar, akıllı şehirler ve kamu hizmetlerinde çok daha yaygın hale gelmesi bekleniyor. Bu da Çin’i, yalnızca yapay zekâ yazılımlarında değil, fiziksel zekâya sahip makineler konusunda da küresel liderliğe taşıyabilecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Facebook Yorumları
Disqus Yorumları